⚠️Düşüncelerimiz bizi hasta edebiliyorsa iyileştiremez mi? diye soruyor.
🍀Tam yedi hafta boyunca omurgasını vücudunun nasıl tamir ettiğini hayal etmeye çalışarak geçirmiş ancak odaklanamıyormuş. Artık yürüyemezsin demişler. Sonunda da eğer ben bu işi başarırsam hayatım boyunca beyin-zihin bağlantısını çalışacağım diye söz vermiş ve başarmış. Hiç ameliyat olmadan, görselleştirme ile düşünce ile omurgasını tamir etmiş.
🍀Neden bu dünyadayız? Başarı kavramı ne? Amacımız ne? diye düşünmeye başlamış.
17 ülke gezip benzer kaza geçiren kişiler ile röportajlar yapmış.
🍀Hiç bir organizma sürekli acil durum modunda yaşayamaz diyor. Hayatımız için en kötü senaryoyu sürekli düşünürsek stres hormonu artar, melatonin düşer ve uykusuz günler başlar. Bizim sinir sistemimiz yıllar önce mağaranın dışında bizi bekleyen tehlikelere adapte olmuş durumda ama şuanda tehlike olarak gördüğümüz kişi ofiste yanımızdaki kişi. Bilinç altımızı bu şekilde kodlamaya başladıkça depresyon, anksiyete belirtileri göstermeye başlıyoruz.
🍀Ayrıca travmamızı her düşündüğümüzde vücudumuz aynı kimyasal tepkileri veriyor ve aynı durum olacakmış gibi kendini hazırlıyor. Bunu sonucunda sadece hormonlarımız değil genlerimiz bile değişim gösteriyor.
🍀Özetle düşüncelerimiz bizi bu şekilde hasta edebiliyorsa iyileştiremez mi? Kronik hastalıklar bir hayat tarzı ve düşünce yapısı değişikliğine ihtiyaç duyar.
🍀İnsanlar değişim için hep bir hastalık, ölüm, kaza, travma beklerler. Neden? Şimdi değişmeye çalışsak diyor.
Ayrıca "Plasebo ilaçlara gerçekten ihtiyaç var mı?" diye soruyor. Zaten ona inandığın için kendi düşüncen ve inancın ile iyileşme sağlıyorsun o zaman gün içinde bu duyguları regüle etmek için çabalasan?
🍀Parkinson hastası bir grup kişi ile çalışma yapılmış. Parkinsonun esas sebebi dopamin eksikliğidir dedi. Neyse, plasebo bir ilaç verilmiş. Ve kısa bir süre sonra yapılan testlerde beyinde ciddi oranda dopamin tespit edilmiş. Yani kişiler aslında kendileri düşünce gücü ile dopamin üretebiliyormuş, sonuçta tüm titremeleri geçmiş.
Ancak kişiler evlerine döndüklerinde, yataklarını gördüklerinde, onlara hastalıklarını hatırlatan ortama girdiklerinde belirtiler tekrar geri gelmiş. Yani özetle inançta da süreklilik önemli, görselleştirme önemli, sanki gerçekten geçmiş gibi inanarak beyni de ikna etmek önemli. Bununla ilgili çok fazla örnek paylaşıldı. Gerçekten harika. Beyni kandırabileceğiniz bazı "görselleştirme" teknikleri bulup sizinle paylaşacağım.
🍀3 çeşit stres var. Fiziksel, kimyasal ve duygusal
Fiziksel:Travma, yaralanmalar, kazalar
Kimyasal: Kan şekeri seviyesindeki değişiklikler, bakteriyel rahatsızlıklar
Duygusal: Aile trajedileri, tek ebeveyn olmak
3 çeşit stres var demek ki beynimizdeki dengeyi 3 farklı şekilde bozuyoruz demektir. Bunlara da odaklanıp dengeyi sağlamamız gerekli diyor.
🍀Bu bir saatlik konuşmanın sonunda kendime çok güzel dersler çıkardım. Hatta ufak bir uygulama bile yaptım. Size de fikir vermesi için bu konuşmadan bazı başlıklar paylaşmak istedim. Umarım faydası olmuştur.
Sevgiler🍀
Hiç yorum yok