The Abundance Code ve E-motion Belgeselleri


Food Matters TV'de izlediğim The Abundance Code ve E-motion belgesellerinden notlarımı paylaşıyorum:)

🍀Bilinçaltımızın, travmalarımızın, düşünce yapımızın, kabullerimizin hayatımıza etkisi tahmin ettiğimizden fazla. Mesela yapılan bir deneyde bir gruba radyasyon verildiği söylenmiş ve verilmediği halde grubu üçte biri saçlarını kaybetmiş. 


🍀İşte bu yüzden uzun süre negatif duyguları üzerimizde tutarsak, bu duygularımızdan kurtulamazsak, yavaş yavaş vücudumuzu yıpratmaya, hücrelerimizi yormaya, karaciğerimizi etkilemeye başlıyoruz.

🍀Önemli olan bu duyguları yönetmeyi ve affetmeyi öğrenmek.

🍀Eğer hayatımızda hep aynı olayları çekiyorsak, hep benzer kişiler ile karşılaşıyorsak enerjimizi de değiştirmek için neler yapabileceğimizi öğrenmeliyiz.

🍀Epigenetik: Fareler ile bir deney yapılmış. Kiraz çiçekleri olan bir ortamda şoklanmışlar ve ikinci ve üçüncü jenerasyon da hala kiraz çiçekleri olan ortamda olduğunda strese girmiş. Yani anne karnındayken de yaşanan tüm stresleri aslında duyuyoruz, hissediyoruz ve kopyalıyoruz.

🍀Yavaşlamayı, zihni sakinleştirmeyi öğrenmek en önemlisi. Bana ilginç geldi ama portakal ve ananası beraber yemenin de ruh durumuna pozitif anlamda çok etkisi varmış.

🍀Eğer sinirliyseniz yeşil gıdalar yiyerek kendinizi sakinleştirebilirsiniz diyor. Çakralar ve renkleri ile bağlantılıymış.Korku böbrekleri, kızgınlık karaciğeri, depresyon akciğer ve bağırsakları, anksiyete kalp ve sinir sistemi, kaygı pankreas ve mideyi etkiliyormuş.

🍀Hayat başımıza gelenler değil onlara nasıl tepki vermeyi tercih ettiğiniz aslında.


🍀The Abundance Code

Bu içerik ise başka bir açıdan bakıyor. Hepimiz çok küçük yaşta hayatta nasıl zorluklar ile karşılaşabileceğimiz konusunda eğitiliyoruz. Paramız olmayabilir, işsiz kalabiliriz, evden atılabiliriz bu yüzden iyi bir eğitim almalıyız çok çalışmalıyız, daha hızlı olmalıyız, diğerlerini geçmeliyiz. Hep ileride bir gün karşılığını alırsın öğretisi ile büyüdük. Toplumun tanımladığı patikadan gitmek zorunda hissettik çünkü kabul edilmek, toplumda var olmak istedik. Evimiz, arabamız, dolu bir banka hesabımız olsun istedik ama acaba gerçekten mutlu muyuz? Kıtlık korkusu ile yönetiliyoruz. Hep daha fazlası olsun kültürü içinde yaşıyoruz.

Aslında daha çok mücadeleyi ve yarışı öğreniyoruz ama ihtiyacımız olan desteklemek, desteklenmek ve birlikte yaşamayı öğrenmek diyor. En azından ben öyle anladım😊

* Görsel sahibini ne yazık ki bilmediğim için paylaşamadım.

Hiç yorum yok