Çok uzun süredir aklımda olan ve izlemek istediğim bir belgeseli ancak izleyebildim. Aslında belgesel 2009 yılına ait ama geçerliliği sanırım çok uzun yıllar daha devam edecek.
Belgeseldeki en çarpıcı cümlelerden birisi "Mesele ne yediğimiz değil, neyi bilmeye iznimiz olduğu" diyor. Gıda sektöründe dönen oyunlardan, büyük firmaların kar elde etmek amacıyla çiftçileri ve piyasayı nasıl yönlendirdiğinden ve tüm bu çalışmanın sonucunda bize gıda olarak sunulanların nasıl gıda olmadığından bahsediyor.
Belgeseli izledikten sonra aslında süpermarketlerden aldığımız ve dolabımızda tuttuğumuz gıdalar hakkında ne kadar az bilgi sahibi olduğumuzu anlıyoruz.
Et düşkünü kişilerin bu belgeseli izlemeden önce bir kere daha düşünmesi lazım çünkü izledikten sonra kesinlikle etlere olan bakış açınız değişecek. Fast food ürünlerin vücudumuza verdiği zararların dışında yediğimiz et ürünlerinin hazırlanış aşamasında hayvanların yaşadığı sıkıntıları, yetiştirme koşullarındaki özensizliği ve bu özensizlik yüzünden sebep oldukları hastalıkları kan dondurucu bir şekilde anlatıyor.
Ayrıca tavuk üretim aşamaları ve tesisleri, mısır üretimi ve her ürünün içinde neden ham madde olarak mısır olduğu, Ecoli bakterisini yok etmek amacıyla etlerin nasıl amonyak ile yıkandığı ile ilgili çok detaylı bilgiler içeriyor.
Bence çok ses getirmiş bu belgeseli izlemekte fayda var.
Sevgiler,
Hiç yorum yok