Merhaba :)
Mümkün oldukça katıldığım seminerlerden, eğitimlerden veya
okuduğum kitaplardan edindiğim bilgileri paylaşmaya çalışıyorum. Geçen hafta da
"Neden hasta oluyoruz?" seminerine katılmıştım ve notları isteyenler
ile paylaşacağımı yazmıştım. O kadar çok isteyen oldu ki ben bile şaşırdım :)
Seminerimiz Happy Nest'te Hülya Sonugür ile gerçekleşti.
Hülya Hanım doktor olmasına rağmen modern tıbba çok farklı bir bakış açısı var.
Aslında 2 saat planlanmıştı ama 3,5 saatin sonunda kızım
okuldan geleceği için ben ayrılmak zorunda kaldım. Sonrasında ne kadar daha
devam etti bilmiyorum :( Umarım çok fazla bilgi kaçırmamışımdır.
Neden hasta oluyoruz?
Sizce hastalık doğal bir olay mı diye sordu Hülya Hanım.
Hemen tabii ki de doğal diye atladım. Kızdı, doğal değilmiş :) Hastalık bir
insanın kendine olan kızgınlığının sembolüymüş, denge bozulunca hastalıklar
ortaya çıkarmış.
Nasıl savaş doğal bir durum değilse hastalıkta doğal
değildir dedi ve ilk cümlesi "gluten tüketmeyi kesin" oldu.
Her yerden karşıma çıkması yine şaşırttı beni, yine blogun amacını doğrulamış
oldum:)
1800 yıllarının başında mikrop teorisi (mikropla
karşılaşırsan hasta olursun.) kabul edilmiş. Mikropla karşılaşıldığında 5
olasılık vardır dedi.
*Hiç hasta olmazsın.
*Hafif grip
*Ağır grip
*Komplikasyonlar (zatürre, beyin iltihabı vb.)
*Ölüm
Bu olasılıklar içinde etkin olan tek faktör bağışıklıktır.
Bağışıklık aslında tüm vücuttur, illa bir organ (ör:bağırsak) seçmeye gerek
yok. Son dönemde bir organa görev yüklemenin moda olduğundan bahsetti, aslında
hepsinin bir denge içinde yaşanmasını sağlamamız gerektiğini anlattı.
Eğer bağışıklığı ayakta tutmak istiyorsak kesinlikle ne
kadar doğal olursa olsun (ki doğal olanı yok dedi) tahıl ve süt ürünlerinden
uzak durmalıyız. Şuanda aslında şizofreni, bipolar, depresyon vb. hastalıkların
hep bu ürünler sebebiyle arttığından bahsetti.
Hiç bilmediğim bir bilgi öğrendim. Meğer apandisit bağırsak florası bozulduğunda yerine bu florayı yapan organımızmış. Bu yüzden çok önemliymiş ve gerekli olmadıkça alınmaması gerekiyormuş.
Gluten
Gluten içinde glutenomorfin olduğundan ve bağımlılık
yarattığı için gluten içeren ürünleri tüketmeden duramadığımızdan bahsetti.
Aynı şekilde şeker, paketli gıdalar vb. birçok ürünün içinde mısır şurubu oldğundan
bu yüzden de bağımlılık yaptığından bahsetti.
Bağışıklık sisteminin tanımadığı ürünlere veya tanıdığı ama
doğal olmayan ürünlere karşı tepki verirmiş. Doğal olmayan veya gluten içeren
ürünler tükettiğimizde bağışıklık sistemimiz onları yok etmeye çalışırken bize
de zarar verirmiş. Aynı durum aslında alışkın olmadığı ürünleri tükettiğimizde
de geçerliymiş. Mesela ananas dedi :)
Glutenin vücudumuza girdiğinde aslında vücudumuzun belli
parçalarını taklit ettiğini anlattı. Mesela beyaz un, eklem zarlarına
benzermiş. Bağışıklık sistemimiz beyaz unun zararlarını vücudumuzdan yok etmeye
çalışırken eklem zarlarına da zarar verirmiş.
Bu yüzden otoimmun hastalıklar, vücudun kendi kendine
saldırması olarak nitelendirilirmiş.
Size bir soru:) Ben yanlış cevap verdim, bakalım siz ne
cevap vereceksiniz.
*Bir kare çikolata aldığınızı düşünün. Her gün bir
parçasını yemek mi yoksa bir günde hepsini yemek mi sizce vücudumuz için daha
faydalıdır? Hiç yememek diyebilirsiniz tabi ki ama o ayrı değerlendirilmesi
gereken bir konu :)
Ben her gün bir parça diye düşünmüştüm, öyle değilmiş. Eğer
her gün zararlı şeyleri azar azar yaparsanız vücudunuzu sürekli yorarsınız,
dengeyi bozacaksanız da sadece bir gün bozun ki diğer günlerde vücudun kendini
toplamasına izin verin.
Biri sizi her gün mü dövsün istersiniz yoksa bir gün
dövsün diğer altı gün dinlenmeyi mi tercih dersiniz? Bağışıklık sistemi de aynı böyle
aslında dedi:)
Ayrıca yumurta, inek sütü, balık, kuruyemiş ve deniz
ürünlerinin en alerjik 5 madde olarak kabul gördüğünden bahsettik. Eğer bir
sağlık sorunumuz varsa bu ürünleri keserek bir fark yaratıp yaratmadığını
kontrol edebilirmişiz.
Spor
Vücut temponuzu bozmadan yürüyün. Ağır sporlardan
kaçının. Koşu standartları belirlemeyin, zevk aldığınız hızda yürüyün :)
Su Tüketimi
Tabii su konusunu da sorduk. Kesinlikle içeceği miktarı kişi
kendi belirlemeli dedi. Görünmeyen birçok şeyden su zaten alıyorsunuz,
kendinizi çok fazla zorlamayın dedi. Aslında zorla, mutsuzlukla yapılan hiç bir
eylemin bize bir faydası olmazmış. Hiç su içemeyen ben, bu duruma biraz sevindim.
Uyku
Mutlaka gece ve karanlıkta uyumamız gerekiyormuş. Ancak bu şekilde melatonin hormonu salgılayabilir ve vücudumuzu tamir edebilirmişiz.
Sonuç olarak yine beslenme yine gluten yine şeker yine
paketli gıdalar etrafında döndük durduk.
Eğer glutensiz yaşama nasıl geçeriz merak ediyorsanız
Glutensiz Yaşam yazımın linkini paylaşıyorum.
Sevgiler.
Sağlıkla kalın.
Doğa da yetişen , doğal , yenilebilir hiç bir bitkinin vücuda zararı olduğunu düşünmüyorum. Buna buğdayda dahil. Tabiki genetiği değiştirilmemiş ebder olmayan buğdaydan bahsediyorum. Çölyak hastalarını hariç tutuyorum. Onlara tabiki zararlı. Birde hayvanların uzak durduğu yiceklerden insanlarında uzak durması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin kedi mecbur kalmadıkça sütü içmez. İçince rahatsız olur. Ancak kefiri içer. Bence uzak durulması geteken tek şey paketli ürünler. Kimyasal yöntemlerlerden geçirilerek elde edilen yiyecekler. Beyaz un, mısır şurubu, vs. Hormonlar.katkı maddeleri. Nilgun
YanıtlaSilPaylaşımınız için teşekkür ederim. Ne yazık ki paketli gıdalardan uzak durmak herkese çok zor geliyor ve gün geçtikçe kullanım artıyor. Umarım zamanla bu konudaki farkındalık artar:)
SilGünaydın ��
YanıtlaSilOkula giden çöcugunuz var, nasıl koruyorsunuz onu
Dışarda ki ve okulda ki yemeklerden?
Belki böyle bir yazı paylaşırsanız tüm annelere
Işık ve umut olur. Bende dahil��
Merhaba, en dertli olduğum konuda yazmışsınız. Ne yazık ki ikindi için okula sosis kızartıp gönderen anneler arasında tek başına kalmak ve mücadele etmek çok zor. Sabah kahvaltısını mutlaka evde yapması için çaba sarfediyorum. Ayrıca ikindi için kantin alışverişi yerine yanına kendi hazırladığım atıştırmalıkları koyuyorum ama öğle yemeği okulda ne varsa :( Bilinçlendiği için bazı şeyleri yemekhanede yemiyor, bu da mutluluk verici tabi ki :) En azından nelere dikkat ettiğimi yazabilirim. Sevgiler
Sil